Yavuz devrinde Osmanlı Devleti idaresine giren Yemen, Osmanlı hükümdarlığında kaldığı 400 yıl boyunca henüz ilk zamanlardan itibaren isyanlarla devlet için bir yara haline gelmiştir. Zamanla ağırlaşan yara, kangrene dönüşmüştür.Osmanlı Devleti kangren olan ve tüm devleti etkisi altına alan bu toprak parçasından -devletin hayatı pahasına-feragat etmemiştir. Kanuni'nin son zamanlarında başlayan isyanlarla, Yemen'in devleti içten içe kemirmesine izin verilmiştir. Türkü ve ağıtlara nakşolan, 'gidip gelmeyen' asker hikayeleriyle yürekleri burkan Yemen, Anadolu insanı için ayrı bir hassasiyet arz etmektedir. Anadolu kadını;oğullarını, kocalarını ve sevdiklerini Yemen'de kaybedince "An 'o yemendir, / Gülü çemendir,/ Giden gelmiyor,/ Acep nedendir? " gibi türküleri dilinden düşürmez olmuştur. Bundandır ki,Yemen bize 'dağlar' kadar uzak ve dilimizden düşmeyen türküler kadar yakın olmuştur. I. Dünya Savaşı öncesinde Osmanlı Devleti, hem Balkan Savaşı hem de Trablusgarp Savaşı ile uğraşırken Yemen'de isyan eden Seyyid Idrisi meselesiyle de karşı karşıya kalmıştır. Bu yüzden Müfettiş-i Hükkam Hüseyin Kamil Efendi, müzakereler için Seyyid Idrisi'ye gönderilmiştir. Hüseyin Kamil Efendi müzakereler sırasında yaşadıklarını kaleme aldığı bu eserin, Seyyid İdrisi isyanı ve İmam Yahya hakkında verdiği bilgilerle Yakınçağ Tarihi'ne önemli katkı sağlayacağını ümit ediyoruz
Bu web sitesinde çerez kullanımına izin vermektedir. Web sitesinde gezinmeye devam ederek, bu kullanımı kabul etmiş sayılırsınız. Çerez politikası ve Gizlilik Politikası hakkında detaylı bilgi almak için lütfen ilgili yerlere tıklayınız.