Türk tiyatrosunun kuruluşunda öncü bir isimdir Muhsin Ertuğrul. Tiyatronun önünden geçende bile emeği vardır! Birçok sahnenin açılışına, programlar hazırlanmasına önayak olur; yönetir, uyarlar, çevirir. Hem İstanbul’da hem Ankara’da hem İstanbul Şehir Tiyatroları’nda hem de Devlet Tiyatrosu’nda nerede bir tirat atılsa nerede bir sufle verilse oradadır Muhsin Ertuğrul. Talimat da yazar oyun metni de. Hamlet’i o hazırlar hesaplaşmaya, Faust’a o çektirir derdi tasayı. Darülbedayi günlerinden beri durmaz hiç. Yeri gelir perdenin ipini çeker yeri gelir suflör meselesine aldırış eder. Suflör kapağını kaldırtan da odur “işi olmayan”ın kulise girmesini yasaklayan da. Seyirciye katı kurallar getirmekten geri durmaz büyük tiyatrocu. Saygı duyduğu seyirciden saygı bekler.
Muhsin Ertuğrul aynı zamanda Türk sinemasının da öncülerindendir. Öyle ki bir döneme adını vermiş, yıllar boyu tek başına filmler çekmiştir. Lebleci Horhor’dan Halıcı Kız’a nice filmde kamera arkasında o vardır. Bazen kameranın önünde de gözükür…
Gökhan Akçura’nın hazırladığı Muhsin Ertuğrul kitabında, alanının uzman isimleri usta sanatçıyı çok yönlü ele alıyorlar. İdareci Ertuğrul’un iş yaşamındaki iniş çıkışlarından Avrupa ve Sovyet Rusya’ya seyahatlerini, getirdiği yenilikleri, ilk özel tiyatroyu kurma hikâyesini anlatıyorlar; kısaca sahneden beyaz perdeye, seyirciyle hemhâl olmuş bir portre çiziyorlar… Ve Ertuğrul bugün hâlâ çıkıyor sahneye, vuruyor perdeye…
Bu web sitesinde çerez kullanımına izin vermektedir. Web sitesinde gezinmeye devam ederek, bu kullanımı kabul etmiş sayılırsınız. Çerez politikası ve Gizlilik Politikası hakkında detaylı bilgi almak için lütfen ilgili yerlere tıklayınız.