Gayrisünni azınlıkları “modernleştirmek” hem Osmanlı’nın hem Batılıların ortak gayesiydi. Peki, hem Osmanlı Devleti’nin hem de Batılı misyonerlerin aynı anda sarıldığı bu gaye, en nihayetinde kime hizmet ediyordu? 19. yüzyıldan bu yana bölgesel hâkimiyet kurmanın söylemi hâline gelen “modernleştirici/uygarlaştırıcı” misyon, hem bireyler hem de etnik azınlık olarak Nusrayrilerin kaderini satranç tahtasına dönüştürdü. Nusrayrilerin gayrisünni olarak varlık mücadelesini ele alan bu eser, Ortadoğu’daki güç mücadelelerini gözler önüne sermesinin yanı sıra Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemine ilişkin genellemeleri yeniden düşünmeye davet ediyor.
Alkan'ın çalışması, geç dönem Osmanlı tarihini ve Osmanlı İmparatorluğu'nun kendi etnik ve dinî çeşitliliğini nasıl ele aldığını daha derinlemesine ve incelikli biçimde anlamak isteyen herkese şiddetle tavsiye edilir. Bu kitapta Alkan, Protestan misyonerlik faaliyetlerinin, Ortadoğu’nun toplumsal tarihi üzerindeki etkisine ve 19. yüzyılda Nusayri topluluğunu yeniden şekillendiren dinamiklere dair yeni ve aydınlatıcı bilgiler sunuyor. Şimdiye kadar yeterince çalışılmamış Osmanlı arşiv kaynaklarını inceleyerek, Nusayrileri daha geniş çaplı jeopolitik gelişmelerin içine yerleştiriyor ve böylece bu topluluğun çağdaş tarihinin daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunuyor.
Katrin Köster, Küresel Dinamikler Araştırma Merkezi/Şark Enstitüsü, Leipzig Üniversitesi
Bu web sitesinde çerez kullanımına izin vermektedir. Web sitesinde gezinmeye devam ederek, bu kullanımı kabul etmiş sayılırsınız. Çerez politikası ve Gizlilik Politikası hakkında detaylı bilgi almak için lütfen ilgili yerlere tıklayınız.