İslâm tarihinde zühd hareketinin giderek yayılması ve kısa sürede sistemleşmesinde en büyük pay, hiç şüphesiz Hz. Osman’ın şehit edilmesiyle ümmet arasında ortaya çıkan “fitne”dir. Bu hareketin derinleşmesini sağlayan şey ise, Emevî yönetiminin gittikçe sekülerleşmesinden hâsıl olan dinî yozlaşmadır. İslâm dünyasında meydana gelen bu iki gerçekliğe bir tepki mâhiyetinde önceleri bireysel olarak başlayan zühd hayatı, bir süre sonra muhtelif bölgelerde sistematik ekollerin kurulmasıyla kendisini göstermiştir. Sonuç olarak bidayeti zühd olan bu hareketin gelişmesiyle tasavvuf adı verilen bir akım ortaya çıkmıştır. Bu süreçte sûfî müellifler tarafından zühd ve tasavvufa dair ilk eserler telif edilmiştir. Söz konusu eserlerde bu yola mensup kişiler arasında tedâvül eden birtakım tasavvuf kavramları yer almıştır. Böylece tasavvuf, kendi ıstılahlarına sahip münferit bir ilim olarak inkişaf etmiştir. Elinizdeki kitap, tarikatlar öncesi dönemde zühd ve tasavvuf hareketlerinin ilk öncüleri olan tasavvufî tiplerle ilgili kavramların, semantik analiz yöntemiyle tahlil edilmesine yönelik bir çalışmadır. Yaklaşık dört asrı içine alan bu devirde zâhid, ârif, sûfî, şeyh, melâmetî gibi günümüzde anlam kaymalarına uğramış bazı tipolojiler, tarihsel ve toplumsal bağlamları dikkate alınarak titiz ve detaylı bir incelemeye tâbi tutulmuştur. Kitapta ayrıca ilk devir tasavvuf kaynaklarında yer alan terimlerle ilgili bazı problemli hususlar ve sınırlılıklar da ele alınmıştır.
Bu web sitesinde çerez kullanımına izin vermektedir. Web sitesinde gezinmeye devam ederek, bu kullanımı kabul etmiş sayılırsınız. Çerez politikası ve Gizlilik Politikası hakkında detaylı bilgi almak için lütfen ilgili yerlere tıklayınız.